Selim Bal Polkimex Kimya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Kurucu Ortak / İstanbul; “Fortis Fortuna Adiuvat” veya “Talih Cesurdan Yanadır”
Selim Bey merhaba kısaca kendinizi tanıtarak, firmanızın ticari faaliyetlere ne zaman başladığı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Polkimex Kimya, petrokimya sektöründe 15 yılı aşkın deneyim sahibi, gerek tedarikçi gerekse tüketici portföyü geniş, teknik alt yapısı güçlü, sadece ürünle ilgili değil upstream ve downstream alanlarıyla ilgili de bilgi sahibi olan ve ürün arz ve fiyatı üzerindeki etki ve öneminin farkında olduğundan, bu alanlardaki trendleri de izleyen bir ekip tarafından kurulmuş olup İstanbul Merkez ve İzmir ofisleri aracılığı ile hizmet vermektedir.
Firmanız hangi sektörlere ürün vermekte ve ürün çeşitleriniz nelerdir?
Sektörü incelediğinizde tedarikçilerin genelde belli ürün ve alanlarda yoğunlaştığını görürsünüz. Mesela PE ve PP satışı yapanlar PVC ile çok ilgilenmezler. ABS, EVA, PC gibi nispeten biraz daha özellikli ürün satışı yapanlar commodity dediğimiz kullanım alanı daha geniş ürünlere çok girmek istemezler. Sıvı kimyasal ticareti yapanlar katı ürünlere, ana hammadde ticareti yapanlar katkı malzemelerine çok yakın değillerdir. Elbette birkaç istisna vardır ama onlar da genelde büyük firmalar olup küçük ve orta ölçekli işletmelerin kendilerine ulaşmaları, ulaşsalar da mal alabilmeleri kolay değildir.
Biz ise, ekibimizin oldukça farklı alanlarda edindikleri deneyim sayesinde, hem, süspansiyon ve emülsiyon olmak üzere PVC, alçak, orta, yüksek ve lineer olmak üzere PE, homo ve copolimer olmak üzere PP vb commodity ürünlerin, hem de, EVA, PC, ABS, PA vb daha spesifik ürünlerin tedariğini yapmaktayız. Bunların yanı sıra üretim esnasında birçok üretici tarafından yardımcı malzeme olarak kullanılan Impact Modifier, Stabilizatör, Masterbatch, TiO2, OB, Stearic Acid vb katkı malzemelerini de portföyümüzde bulundurmaktayız. Ayrıca geniş tedarikçi ağımız bize Üre, MEG, DEG, Kostik Soda gibi ürünlerin ticaretine de aracılık etme imkanı sunmaktadır.
Bu nedenle hizmet verdiğimiz sektör yelpazemiz oldukça geniş. Birkaç örnek vermek gerekirse; Kablo üreticileri, profil, lambri, kablo kanalı ve kenar bandı üreticileri, strech film ve ambalaj üreticileri, poşet, branda ve suni deri üreticileri, ayakkabı ve terlik üreticileri, enjeksiyoncular, hot-melt sektörü, çuval üreticileri, mutfak ve banyo malzemeleri üreticileri, granülcüler ve boru üreticilerimizi sayabiliriz.
Ürün verdiğiniz sektörler açısından rekabet ortamı ve firmanızın pazardaki gücü hakkında neler söylemek istersiniz.
Rekabetle ilgili bizim bakış açımız biraz farklı. Biz, haksız ve bilinçsiz olmadıkça, rekabeti hem kendimizi hem de sektörü geliştirmesi açısından faydalı görüyor ve olması gerektiğine inanıyoruz. Ancak tekrar vurgulamakta fayda var; Haksız ve bilinçsiz olmadıkça… Biraz açmak gerekirse; Sektörümüzdeki tecrübeli büyüklerimizden dinlediğimiz şu ki; geçmiş dönemde, tedarikçisiyle ve üreticisiyle, petrolün hammaddeden nihai ürüne uzanan yolculuğunda yer alan oyuncuların belli bir düzey ve seviyeye sahip oldukları, etik değerlere saygılı, devletinin yanında ve işçisinin hakkını yemeyen iş insanlarından oluştukları şeklinde idi. Oysa ki son yıllarda “artan rekabet” ve “piyasa koşulları” gibi bahanelerin arkasına sığınan, çok büyük ihtimalle bu piyasada yetişmemiş ve değerlerini özümsememiş bazı oyuncular maalesef haksız rekabet ederek kar elde ettiklerini sansalar da aslında orta-uzun vadede hem sektörümüze hem de kendilerine çok büyük zarar vermektedir.
Ayrıca sadece kulaktan dolma bilgilerle kısa sürede yüksek kar elde etmek isteyerek sektöre giren ve dinamiklerini bilmediği için ilk olumsuz durumda piyasadaki dengeleri alt üst ederek çıkmaya çalışan bilinçsiz yatırımcılar da petrokimya pazarını bozan diğer bir gruptur.
Bu nedenle diyebiliriz ki, rekabet gerçek ve uzun soluklu sektör oyuncuları açısından hiçbir zaman problem olmamıştır, sadece bu tür bilinçsiz firmaların yanlış tutumları piyasayı bozmaktadır.
Piyasadaki gücümüze gelince; yaşımız oldukça genç olmasına karşın ekip olarak deneyimimizi çok hızlı şekilde sahaya yansıttığımızı ve olumlu bir karşılık aldığımızı düşünüyoruz. Bizi kısa sürede aylık binlerce tonluk mal elleçleme kapasitesine ulaştırdığı için, bize güvenen iş ortaklarımıza da sizler aracılığı ile tekrar teşekkür ederiz.
Mevcut piyasa şartlarında firmanız açısından ve ülkemizdeki dövizin sürekli değer kazanıp TL nin değer kaybetmesi ile ilgili maliyetlerin artması ve rekabet ortamı hakkında neler söylemek isterseniz?
Gerçekten zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Ülkemizin son elli yılda yaşadıklarını, bugün “büyük” diye tabir edilen herhangi bir ülke yaşasa eminim altından kalkması hayli güç olurdu. Ama biz her zorluğu ve güçlüğü birlikte aşmış bir milletiz. Bu nedenle bugünkü sıkıntıların da çok yakın zamanda anlatılacak birer “geçmiş olsun” hikayesi olacağına inanıyoruz. Ama bu demek değildir ki, hiçbir tedbir almayıp zamana bırakalım. Elbette bizler, önce bilinçli birer yurttaş ve sonrasında da iş insanları olarak bu zor süreçten çıkmanın yollarını aramak zorundayız.
Bu yolculukta da bizlere liderlik edecek ve elindeki güç ve imkanları toplumumuz için seferber edecek olan her zaman olduğu gibi devletimiz olacaktır. Devlet tüm organlarıyla, halka ve piyasaya yakın, onlarla içiçe olmalı ve farklı aracılara imkan tanımadan ilk ağızdan ilgili karar verici mercilere geri bildirimde bulunarak doğru kararlar alınmasını sağlamalıdır. En temel iktisadi bilgi olan arzı artan malın fiyatı düşer mantığından hareketle, makine ve ürün yatırımlarında Ar-Ge faaliyetlerini desteklemek suretiyle, bir yandan ihracatı arttırarak döviz girdisi sağlarken diğer yandan ithal ettiğimiz makine ve ekipmanı yerli sanayimizde üreterek döviz çıkışını düşürmeli, yani cari açığımızı azaltmalıyız. Ancak unutmamamız gereken şu ki; bu süreç bireysel bir aksiyonla ulaşılabilecek bir sonuç değildir. Başta karar vericiler olmak üzere, hep birlikte ve sabırla yürümemiz gereken bir yoldur.
Her sektörde olduğu gibi sizin sektörde de başarıyı sürdürebilmek büyük önem taşımakta bu alanda ne gibi çalışmalar yapmaktasınız?
Latin komutan Turnus’a atfedilen çok sevdiğim eski bir Roma sözü vardır; “Fortis Fortuna Adiuvat” yani “Talih Cesurdan Yanadır”. Biz yola çıkarken bavulumuza iki şey koyduk; Doğruluk ve Tecrübe. Attığımız her adımı bu değerlerin süzgecinden geçiriyor, eğer her ikisine de uygun olduğunu düşünüyorsak çekinmeden ilerliyoruz. Bu bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki başarımızın da temelini oluşturacaktır.
Elbette bununla sınırlı kalmıyor, bugüne değil geleceğe odaklanmaya özen gösteriyor, işimizi daha iyi nasıl yapabiliriz sorusunun her zaman farklı yanıtlara sahip olabileceğinin bilinciyle o cevapları arıyor ve faaliyetlerimize uyguluyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sahadan aldığı geri bildirimlerle kendini yenileyemeyen firmalar, kısa sürede başarısızlığa, ortauzun vadede yok olmaya mahkumdurlar.
Firmanız açısından 2023 yılı için hedeflerinizden bahseder misiniz? Yeni yatırımlar düşünüyor musunuz ?
2022 yılı sektördeki herkes için beklenmedik bir yıl oldu diyebiliriz. Rusya’nın Ukrayna’ya girmesiyle başladığımız yılda, tüm ülkeler covid sürecinden çıkarken Çin’in tekrar kapanmaya gitmesiyle emtia fiyatlarındaki volatilitenin getirdiği belirsizlikler, üstüne artan elektrik ve enerji maliyetlerinin piyasaları sürüklediği resesyon, 2 yılı aşkın süredir zaten sıkıntıda olan ve bu yıl toparlanma bekleyen herkes için ciddi bir yıkım oldu. Her ne kadar tablo karamsar olsa da, hız çağına ulaştığımız zamanımızda maalesef gerilemek için olduğunuz yerde durmanız yeterli. Bu bağlamda elbette bizler de ilerlemeye devam edeceğiz.
Önümüzdeki kısa dönemde planladığımız faaliyetlerimizden bazılarını, tedarikçi ağımızı genişletmek, yurtdışına açılmak, ürün gamımızı arttırmak ve ekibimizi genişleterek müşterilerimizle iletişimimizi daha da yoğunlaştırmak olarak sayabiliriz.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Bu defa kriz sadece belli bir coğrafyayı ya da kesimi vurmadı. Maalesef global bir sürecin içerisindeyiz. Ancak her kriz mutlaka içerisinde kendi fırsatını barındırır. Bu süreç te ülkemiz açısından yaşanması zor olsa da doğru değerlendirildiği taktirde sonu güzel bitecek bir senaryoya dönüştürülebilir. Buradaki kilit kelime “ihracat”tır. En büyük rakibimiz olan Çin, Avrupa ve hatta Amerika açısından bir tedarik kanalı olmaktan her gün biraz daha uzaklaşıyor. Bu fırsatı kaçırmamalı, daha önce farklı sektörlerde yapılan kısa sürede kar etme hırsıyla hatalı, eksik ve kalitesiz ürün değil, düzgün, kaliteli ve zamanında teslimatlarla bu taleplerin yeni adresi olmalıyız. Bu bağlamda devlet te gerekli mekanizmalarıyla süreci baltalayabilecek kişi ve kurumlara fırsat vermemeli, düzgün çalışanları destekleyerek teşvik etmeli, ayrıca yurtdışında lobi faaliyetleriyle sanayicimize olan talebin artmasına yardımcı olmalıdır.
Yukarıda da söylediğimiz gibi bugünkü sıkıntıların çok yakın
zamanda anlatılacak birer “geçmiş olsun” hikayesi olacağına
inanıyoruz, elbette hep birlikte gayret edersek…